Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Kadına yönelik şiddet, yaşam hakkına dönük saldırıya dönüşürken işkence ve kötü muamele yasağının ihlaline, insan saygınlığının fiziksel ve ruhsal sağlığın korunması gibi temel hakların yok sayılmasına da yol açıyor.” dedi.

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Başkan Kantarcı açıklamasında, “Şiddet, toplumsal yaşamın her alanında karşılaşılan, yalnızca ülkemizin değil dünyanın en önemli sorunlarından biri gündemimizde yer alıyor. Özel bir başlık olarak büyük bir önemle ele alınması gereken kadına yönelik şiddetin altındaysa sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik nedenler yatıyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı kültürel faktörlerle erkeklere ait bir nesne haline getirilen kadınlar, geleneksel değerlerin altında eziliyor, örf ve adetlerin dayattığı insan olmaktan doğan hakları yok sayılıyor. Kadınlar yalnızca şiddet görmüyor, eğitimden yoksun bırakılıp eve mahkûm ediliyor, ekonomik faaliyetleri kısıtlanıyor, çalışma yaşamında bin bir haksızlık ve ayrımcılığa uğruyor. Kadına yönelik şiddet, yaşam hakkına dönük saldırıya dönüşürken işkence ve kötü muamele yasağının ihlaline, insan saygınlığının fiziksel ve ruhsal sağlığın korunması gibi temel hakların yok sayılmasına da yol açıyor.” dedi.

ŞİDDETE MAĞDURU KADINLARIN %89’UN HİÇBİR YERE BAŞVURMUYOR

Bizzat Türkiye Büyük Millet Meclisinin raporlarına göre, Türkiye’de her 10 kadından 4’ünün, yaşamının bir döneminde şiddete maruz kaldığını söyleyen Kantarcı, açıklamasını, “Çocuk yaşta evlenenler cinsel, fiziksel, duygusal olmak üzere şiddetin her türüne maruz kalıyor, çocukluğunda cinsel istismara uğrayan kadınların oranı, yüzde 9’u buluyor. Sözünü ettiğim TBMM raporuna göre, boşanmış veya ayrı yaşayan kadınların yüzde 75’i fiziksel şiddete uğruyor. Raporda, 15-24 yaş grubundaki kadınların yüzde 24’ü yaşamlarının bir döneminde şiddet mağduru olurken, sadece son bir yılda fiziksel, duygusal veya cinsel şiddet yaşayan kadınların oranının yüzde 18 olduğu da dile getiriliyor. Psikolojik durumu son derece bozulan şiddet mağduru 10 kadından 3’ünün intiharı düşündüğünü de ifade eden rapor, her 10 kadından birininse intihar girişiminde bulunduğunu ortaya koyuyor. Raporda dile getirilen en vahim sonuçlardan birini de, şiddete uğrayan kadınların %89’unun hiçbir yere başvurmadığı bilgisi oluşturuyor.” diyerek sürdürdü.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DERHAL KABUL EDİLEREK MEVZUATIMIZDAKİ YERİNİ ALMALIDIR

Bu çağda, böyle bir tablonun kabul edilemez olduğunun altını çizen Başkan Kantarcı, açıklamasını, “Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle mücadele konularındaki yasal mevzuat gözden geçirilmeli, ‘şiddete sıfır tolerans’ yaklaşımıyla yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Bu bağlamda, yürürlükten kaldırılan İstanbul Sözleşmesi derhal kabul edilmeli, mevzuattaki yerini yeniden almalıdır. Şiddet mağduru kadınlara rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetleri sunup kendi başlarına ayakta durma yetisi kazandıran koruyucu hizmet birimleri yeni bir bakışla ele alınmalı, sayıları artırılmalıdır. Kadına yönelik şiddeti doğurup pekiştiren sosyal, kültürel yapıyı tasfiye edip köklü zihinsel dönüşüm yaşatacak bir faaliyet planının ortaya çıkarılması bu konudaki en önemli adımlardan birini oluşturacaktır. Alanda faaliyet yürüten kadın örgütleriyle birlikte yapılacak bu çalışmalar, ülkemizin bu toplumsal ayıptan kurutulmasına önemli katkılar sunmakla kalmayacak, her alanda çok daha büyük atılımlar yapmasının önünü de açacaktır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bunları başaracağımıza inanıyor, başta şiddet mağduru kadınlar olmak üzere tüm insanlığa, şiddetin hiçbir türünün yaşanmadığı, özgürlük dolu günler diliyorum.” diyerek tamamladı.