TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesinin bölge toplantısı nedeniyle Çaycuma’ya gelen mimarlar Çaycuma’da çağdaş şehircilik, toplumcu belediyecilik alanında bir kıvılcım çakıldığını, bunu tüm ülkeye duyurmayı görev bildiklerini açıkladı
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesinin bölge toplantısı nedeniyle Çaycuma’ya gelen çok sayıda mimar, iki gün geçirdikleri ilçeden son derece mutlu ayrıldı. Bölge toplantısına Ankara, Yozgat, Sivas, Kırşehir, Bolu, Düzce, Kastamonu Karabük, Kdz. Ereğli, Zonguldak ve Bartın temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte çok sayıda mimar da katıldı. Mimarlar mesleki sorunlarının konuşulduğu toplantıların yanı sıra Çaycuma’yı gezme olanağı da buldu. Belediyenin kentsel ölçekli hizmetlerini yerinde inceleyen mimarlar, toplumcu, halkçı belediyeciliğin pek çok uygulamasını gördükleri Çaycuma’ya tam not verdi. Çaycuma’da çağdaş şehircilik, toplumcu belediyecilik alanında bir kıvılcım çakıldığını dile getiren mimarlar, bunu tüm ülkeye duyurmayı ve yaygınlaştırmayı görev bildiklerini açıkladı.
KENT MOBİLYALARININ YÖRE ÜRÜNLERİNDEN YAPILMASI ÇOK ÖNEMLİ
İki günlük çalışmaya mesleki sorunların yanı sıra, Çaycuma Belediyesinin uygulamaları ile yıkılması gündemde olan eski cezaevi damgasını vurdu. Yapılan teknik inceleme gezisinde kentsel ölçekli çalışmalara ilişkin Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’dan bilgi alan mimarlar, “Herkes Çaycuma’yı ve Çaycuma’da yapılan belediyecilik uygulamalarını görmeli” dedi. Belediyenin şirketi ÇAYBEL tesislerini de gezen mimarlar, burada üretilen kent mobilyalarının yörenin ürünleri kullanılarak imal edilmesini çok önemli bulduklarını dile getirdi. Mimarlar “Çaycuma zengin ormanlarla kaplı bir bölge. Burada üretilen kent mobilyalarında ağırlıklı olarak ahşap kullanılması yörenin doğal dokusuyla uyumlu bir kenti de ortaya çıkarıyor” şeklinde yorum yaptı.
BABASINDAN BÜYÜK MİRAS MI KALDI
Belediyenin neredeyse her cadde ve sokakta faaliyet yürütmesi, SEKA Konukevi evi gibi iyi koşullarda hizmet veren bir işletmeye sahip olması, her gün binlerce yurttaşa ücretsiz taşımacılık hizmeti vermesi, ÇAYBEL tesislerinin üretim üssü gibi çalışması ve tüm bunların belediyeye iyi bir mali yapı kazandırılarak başarılmasından duydukları memnuniyeti gizlemeyen mimarlar, aralarında, “Başkan Kantarcı’nın babasından çok büyük bir miras kalmış, onu da buralara harcıyor galiba” şeklinde espriler yapmasına neden oldu.
CEZAEVİ’Nİ KENDİ MESELEMİZ OLARAK GÖRÜYORUZ
Şehir içinde mini tren ve golf araçlarıyla keyifli bir gezinti de yapan mimarlar içine giremedikleri için dışarıdan incelemek zorunda kaldıkları cezaevinin yıkılmak istenmesine de karşı çıktı. Çaycuma’nın insanların hatıralarını bulabilecekleri tarihi yapılar açısından yoksul olduğunu söyleyen mimarlar, “Eski cezaevi bir dönemin yapı kültürünü yansıtıyor. 1950’li yıllarda yapılmış olmasına ve o zamanlarda betonarme tekniğinin bilinmesine karşın geleneksel taş işçiliğinin tercih edilmiş olması önemli. Bahçesindeki ağaçlarıyla birlikte kesinlikle mutlaka korunmalı, başka fonksiyonlar yüklenerek halka kazandırılmalıdır. TMMOB Mimarlar Odası olarak, Çaycuma Cezaevi’ni artık kendi meselemiz olarak görüyoruz. Belediyeye gerek fikir, gerek proje açısından her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.
ÇAYCUMA’NIN ÇOK CİDDİ BİR TURİZM POTANSİYELİ VAR
Çaycuma gezisinin ikinci gününde Çayır Köyü’ne giden mimarlar burada olağanüstü güzellikteki doğanın içinde soluklanıp antik Roma köprüsünden geçerek su değirmenini ve Çayır Mağarasını gezdi. Çaycuma’nın hem doğal güzellikler, hem tarihi birikim açısından son derece şanslı olduğunu dile getiren mimarlar, bu güzelliklerin çok az bilinmesinin ciddi tanıtım eksikliğinden kaynaklandığını söyledi. Mimarlar, “Çaycuma’nın ciddi bir turizm potansiyeli var. Toplumcu belediyecilik uygulamaları görünür hale gelen ilçenin bir de bu zenginlikleri tanıtılabilirse, bir cazibe merkezi haline dönüşebilir” dedi.